Çin Tılsımları

UZUN YOLCULUKLARA ÇIKMADAN ÖNCE

Yazar olmak gibi bir hayaliniz varsa ve bu konuda bir adım atıp UMAG’da yazma seminerlerine başlarsanız tanışacağınız ilk eğitmen, Yazar Mehmet Eroğlu olur. Katılımcılara birer dosya verir. Bu dosyada, bir yazar adayının başlangıç noktasında ihtiyacı olacak küçük notların yanında, ayrı bir sayfada bir yelkenli gemi resminin siyah beyaz fotokopisini bulursunuz. Mehmet Hoca, bu resmi odanızın duvarına asmanızı salık verir. Nedeni çok basit: ‘Yelkenli gemi resmini duvarına asan kişi uzun yolculuklara çıkar.’

Aslına bakarsanız bu temel eğitim boyunca, ‘Nasıl iyi yazılır?’dan ziyade ‘İyi bir yazar haline gelmek için kendini nasıl beslemeli?’ sorusunun cevabını alırsınız. Bu çok bilinen tabire hiç başvurulmadan, ‘hem çok okuyan hem de çok gezen, belki de çok deneyimleyen’ kişi olmanız gerektiğini anlarsınız. İyi bir okur olmayı öğrenirken bir yandan da seyahat etmeye teşvik edilirsiniz. Hatta Mehmet Hoca, uygarlıkların doğum yeri Mısır’ı, Nil’in kıyısını ilk hedef olarak gösterir.

O gün o resmi kaç kişi duvarına astı bilmiyorum. Sadece kendi adıma konuşabilirim. O yelkenli resmini duvarıma astıktan 3 ay sonra ilk yurtdışı seyahatime çıktım ve bir daha hiç yerimde duramadım…

Peki, çok basit bir soru soralım: Duvara yelkenli gemi resmi asmak nasıl oluyor da yollara düşmenize yardımcı oluyor?

Ortada sihirli bir kağıt parçası filan yok. Sanırım bunun nasıl işlediğini en basit şekilde ‘telkin’ kelimesiyle açıklayabiliriz. Resmi her gün göreceğiniz bir şekilde asmanız, beyninizin onu unutulup bir kenara atılan hedefler yığınına kaldırmasına engel oluyor. Bir şekilde o hedefi gerçekleştirmek için fırsat kolluyor veya fazladan efor sarfediyorsunuz.

Benzer bir şeyi güzel bulduğu bir sözü gazeteden kesip buzdolabının kapısına yapıştıran anneniz de yapıyor. Çünkü o söz onu motive ediyor, belki de sıkıntılı bir duruma daha yapıcı yaklaşmasını sağlıyor. Kilo vermek istediğinizde bilgisayarın masaüstü fotoğrafını hedefiniz olan bedendeki bir ünlü olarak ayarlamak vs.. örnekler o kadar çok ki…

İşte Çin tılsımlarına tam da bu yüzden bayıldım! 7 haftalığına Tayvan’a geldiğimde hemen her yerde kapıların iki yanına ve üstüne asılmış Çince dizeler içeren kırmızı kağıtları fark ettim ve anlamlarını sordum. Şans, bereket, para… Ne istiyorsanız onlar yazıyormuş. Birkaç gün sonra, gönüllüsü olduğum okulda benim bu sihirli kağıtları ne kadar sevdiğimden haberi bile olmayan bir Çince öğretmeni el emeğiyle hazırladığı iki tılsımı bana hediye etti. Bu gönüllü çalışma boyunca her nazımı çeken çok sevgili öğretmen MeiMei de tılsımları herkesle paylaşabilmem için bu tatlı pozu verdi!